Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | aslına bakılırsa | actually adv. | ||
Actually, I know nothing about these plans. Aslına bakarsanız, bu planlara dair hiçbir şey bilmiyorum. More Sentences |
||||
General | aslına bakılırsa | in fact adv. | ||
In fact, it is even enjoying a phase of permanent expansion at European and global level. Aslına bakarsan Avrupa'da ve küresel düzeyde sürekli bir genişleme evresinin keyfini çıkarmaktadır. More Sentences |
||||
General | aslına bakılırsa | as a matter of fact adv. | ||
General | aslına bakılırsa | in effect adv. | ||
General | aslına bakılırsa | soothfast adv. | ||
Phrases | ||||
Phrases | aslına bakılırsa | if truth be known expr. | ||
Speaking | ||||
Speaking | aslına bakılırsa | if the truth were known expr. | ||
Archaic | ||||
Archaic | aslına bakılırsa | soothfastly adv. | ||
Slang | ||||
Slang | aslına bakılırsa | aamof (as a matter of fact) expr. |